Davutoğlu: Saadet Partisi ile 100 seçim bölgesinde ortak seçime katılacağız
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Geçen hafta Sayın Karamollaoğlu ile ortak toplantı yaptık. Büyükşehir, il, ilçe ve beldelerden oluşan 100 seçim bölgesinde ortak seçimlere katılacağız. Bu ilk aşama. O zaman inşallah. , çalışmalarımız devam ediyor. Gönül ister. “Böylece hepsinde bir arada olabiliriz. Bazı yerlere ayrı ayrı girmemiz gerekiyorsa ayrı ayrı gireceğiz. Karşılıklı dürüstlük ve samimiyetle bir ilişki içinde bu sayıyı mümkün olan en yüksek seviyeye çıkarmaya çalışacağız” dedi.
Saadet-Gelecek ortak kümesi toplandı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, kümede yaptığı konuşmada yerel seçim faaliyetleri, Diyarbakır Kulp Kaymakamı’nın imamı dövmesi ve Merkez Bankası Hafize Gaye Erkan ile ilgili tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Davutoğlu şunları söyledi:
“Ne olmalıydı? Diyelim ki imam şehitlerimizle ilgili iki paragrafı unuttu… Bir kaymakamın yapması gereken bunu not etmesi, sonra idari soruşturmayla gereğini yapması… Suç ne olursa olsun, vali veya vali kaymakam mülki idare ceza makamı değildir.
“SİYASİ GÜÇ GERÇEKTEN İKTİDAR OLURSA İLK BÜROKRAT KONUŞUR”
Daha sonra kaymakama destek veren diğer kaymakamlar da açıklamalarda bulundu. Memur-Sen bir açıklama yaptı. Artık bir devlette olmaması gerekenin devletin bürokratı ve kaymakamı değil, sendika olduğunu düşünün. Suç varsa yeri ve yetkisi vardır. Kaymakamlar eyaleti bireysel olarak temsil eder. Toplu tepki vermeye başlayınca, 28 Şubat’ta hatırlarsınız ortak açıklama yapan askeri yetkililerin vesayeti gibi bir tablo ortaya çıktı. Bir hükümet bürokratı kendi adına konuşmaz. Devlet bürokratı devlet adına konuşur. Eğer siyasi iktidar gerçekten iktidarsa önce o konuşur, sonra bürokrat konuşur.
Kaymakam MHP’li, imam AK Partili. MHP ile AK Parti arasında iktidar mücadelesi yaşandı. Çok açık söyleyeyim: Müslüman bir devlet adamı olarak imamın siyasi bir kimliği yoktur. İmamın tek kimliği vardır; İslam, İslam, İslam. Bir devlet adamı olarak konuşuyorum, kaymakamın tek kimliği vardır; devlet, eyalet, eyalet. Kaymakamları ve imamları siyasi kimlikleri üzerinden birbirine düşürürsek toplumsal kaos olur.
“ANKARA’DAN VAAZ GÖNDERİLİYOR”
İmamlarımıza güveniyor muyuz? Merkezi vaaz neden Ankara’dan gönderiliyor? Neden Türkiye’nin her yerinde Milli Güvenlik Kurulu beyannamesi gibi okunuyor? Ellerinizi dinimizden çekin. Din adamlarımız özgürce konuşsun. Gençler siyasi açıklamaları dinlememek için camilerden uzaklaştı. İmamlarımız yetiştiği takdirde şehitlerimizin Fatihasını ilk okuyacaklar. Eğer okutmuyorsa kendine bak; Bu imamlar bu imam hatip okullarından nasıl çıktılar?
Bu alanı dinimizi ve devletimizi tekeline alan bazı siyasilerin eline bırakırsak hem dinimiz hem de devletimiz zarar görür. Savunacağımız bir devletimiz kalmayacak. Biz bunları söylediğimiz için Sayın Bahçeli doğrudan bana isim verdi ve beni ‘ikiyüzlü’ olmakla suçladı. Çok açık söyleyeyim: İslami kavramları kullanırken kişinin zihninden diline giden sürecin 50 filtreden geçmesi gerekir. Kimseye ‘ikiyüzlü’ demiyorum, kimseye de ‘kafir’ demiyorum. Kalpleri bilen Allah’tır… Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol… Geçmişte Gazze’ye karşı tavrınız vesilesiyle defalarca tebrik ettiğim, fikir alışverişinde bulunduğum bir lider olarak , size nezaketle hitap etmek isterim. Olduğumuz gibi göründük ve göründüğümüz gibi olduk. Çünkü biz böyleyiz, siyasi ahlak dediğimiz ve uğruna canımızı adadığımız değerler adına siyasi ahlak için çabalarken, görünmemek için sizin peşinde olduğunuz Başbakanlık makamını terk ettik. olduğumuz gibi ya da göründüğümüz gibi olmamak.
“DEVLETE TESLİM OLDUĞUMUZ SAYIN BAHÇELİ”
Ama şimdi soralım, koalisyon görüşmelerine gittiğimizde odanızdaki saat 17.25’e ayarlanmıştı. Önce masaya koydunuz ve ’17-25 belgeleri açılsın, yolsuzluk sorunları çözülsün, sonra hükümet kuracağız’ dediniz. O günden bugüne ne oldu Sayın Bahçeli? Eğer öyle görünüyorsan, 17-25 numaralı dosyaları ve yüksek mahkemeyi yönet. Göründüğün gibi olacaksan, bir daha ağzını açma. ‘Yolsuzluk’ demeyin, ‘teslim olduk’ deyin. Akrabalarımızı, bizim fikirlerimize sahip insanları bazı bürokratik pozisyonlara iktidara getirmek için ‘yolsuzluğu unuttuk’ deyin.
“SEROK AHMET”
Hepimiz takdir ettik, İsrail’e 24 saat süre verdiniz değil mi Sayın Bahçeli, bu sözü hala alkışlıyorum. İsrail’de söz hakkınızın olmadığını anlıyoruz ama en azından hükümetle konuşun da ‘İsrail’le bu ticareti durdurun’ diyen sesinizi duyalım Sayın Bahçeli. Biz ikiyüzlü müyüz? Bana Serok Ahmet diyerek hitap etti. Bu topraklarda her dil sevilir. Bana ne zaman Serok Ahmet denilse Kürtçe ‘sersera sevçeva’ derim, burada yabancı dilde değil ‘sersera sevçeva’ derim. Ama ben göçebe kabilelerde doğmuş bir göçebe olan Ahmet’im.
“YA RABBİM, BİR KİŞİ BİR GÖREVE ATANDIĞI ZAMAN, SOYUNCA ATANIR. TÜM CEMAAT GELİR”
Neredeyse bir aydır TCMB Hafize Gaye Erkan hakkında iddialar vardı. Sadece altı ay oldu. Amerika şartlarına nasıl bu kadar kolay adapte oldular bilmiyorum ama biz dünyayı tanıyoruz. Amerika’da rastgele bir şirketin hanımının yönettiği bir bankanın CEO’su, bırakın babasına oda ayırmayı, ‘Kızım böyle çalışıyor’ diyerek resepsiyondan bile geçemiyor. Bir bürokrat görev başındayken ailesine bir dakika bile ayıramaz. Bir dakika bile haramdır. Amerika’da yapamadıklarını burada yapıyorlar. İnsan bir göreve atandığı zaman soyuna göre atanır ya Rabbi. Herkes geliyor. Nereden? Balık baştan kokar derler. Damadınızı bakan yaparsanız, Varlık Fonu başkanı kayınpeder, vekili de damat olsa ‘yani Türkiye’de prosedür böyle’ diyecek. ve dışarıdan gelen tarzın aynısını empoze edin. Kimi eleştiriyorsun?
“AMERİKA’DAN AYRILMAK BU KADAR ZOR OLURSA GELMEMENİZ HANIM”
Merkez Bankası Başkanımız nerede? 1 Ocak’tan beri Amerika’dalar… Amerika’dan ayrılmak bu kadar zor olsaydı gelmezdiniz hanımefendi. Aslında Merkez Bankası Başkanı neredeyse yılda bir kez değişiyor. Göreceksiniz bu da değişecek. Kurumsallaşma nerede? Sayın Erdoğan’ın Kulp olayıyla ilgili, Merkez Bankası’yla ilgili rastgele bir açıklaması görmüyorsunuz; aksi halde muhalif isimleri anmaya çalışıyor.
“İSRAİL’LE TİCARET DEVAM EDİYOR”
Gazze’deki savaşın dördüncü ayına yaklaşıyoruz. Aradan 3,5 ay geçti ve İsrail ile ticaret halen devam ediyor. Türkiye halen İsrail’e akaryakıt, gıda ve birçok malzeme göndermeye devam ediyor. Sayın Erdoğan bu konuda herhangi bir açıklama yapmıyor. Ticaret Bakanı bazı teknik açıklamalar yapıyor. Ama durum değişmiyor, Türkiye İsrail’e lojistik destek vermeye devam ediyor. Dökülen her kanda, ölen her çocuğun vücudunda gönderdiğiniz malzemelerin izleri varsa, bunun hesabını hem millet hem de Allah soracaktır.
“100 SEÇİM BÖLGESİNDE SAADET PARTİSİYLE ORTAK OLARAK SEÇİMLERE GİRECEĞİZ”
Geçtiğimiz hafta Sayın Karamollaoğlu ile ortak bir toplantı yaptık. Büyükşehir, il, ilçe ve beldelerden oluşan 100 seçim bölgesinde ortak olarak seçimlere katılacağız. Bu ilk adımdır. İnşallah bundan sonra da çalışmalarımız devam edecek. Keşke hep birlikte olabilseydik. Bazı yerlere farklı girmemiz gerekiyorsa farklı gireriz. “Bu sayıyı karşılıklı dürüst bir bağla mümkün olan en yüksek seviyeye çıkarmaya içtenlikle çalışacağız.”